Cosmodent BLOG
Invisalign First Nedir?
Günümüzde gelişen teknoloji ile beraber artık çocukların (6-12 yaş) diş bozuklukları da şeffaf plaklarla tedavi edilebilmektedir. Daha önceden çocuk dişlerindeki yamukluğun düzeltilmesi, çenelerin genişletilmesi, aralık dişlerin kapatılması, ters kapanışların ve öne doğru fırlak dişlerin düzeltilmesi için diş teli ya da ağız içi apareyler kullanılırken, tel tedavisi yerine şeffaf plakla ortodonti tedavisi gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Çocuklarda uygulanan bu tedavi Invisalign First olarak adlandırılır.
Invisalign First tedavisi, konuşmayı etkilemez, görünmez ve hijyeniktir. Süt dişleri ağızdayken uygulanabilir Hızlı ve öngörülebilir hareket ile kısa tedavi süresi sağlar ve kullanımı kolay ve konforludur.
Invisalign first tedavisi vakadan vakaya değişmekle birlikte ortalama 6-18 ay arasında sürmektedir. Tedavide plakların günde ortalama 20 saat takılması gerekiyor. Yani yemek yerken ve dişleri fırçalarken çıkartılmalıdır. Plakların değişim süresi ise 5-7 günde 1 olmaktadır.
Invisalign First tedavisinden kontrol sıklıkları tedavi durumuna göre 5-10 haftada 1 değişmektedir.
Lamina uygulaması nedir?
Gülüş tasarımı nedir?
Lamina sözcük anlamı olarak belirli bir yüzeyin ince bir tabaka ile kaplanmasıdır. Diş hekimliğinde uygulanan lamina uygulaması ise dişin sadece görünen ön kısmının arzu edilen renk ve şekil verilerek porselen ile örtülmesi işlemidir. Yaprak porselen olarak da bilenen laminalar 0.3-0.8 mm kalınlığında olduğundan gerçekten yaprak kadar incedir. Böylece arzu edilen estetik sonuç uygulanabilecek en konservatif yöntem ile elde edilir.
Dişlerde görülen minik çapraşıklıklar, doğuştan ya da sonradan oluşmuş kalıcı renklenmeler, dişler arasındaki boşluklar lamina uygulaması ile oldukça doğal bir görüntü sağlanarak giderilebilmektedir.
Güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer. (Lev Tolstoy)
Gülüş tasarımı ise kişinin yüz ve dudak oranları dikkate alınarak kişiye özel hazırlanmış diş şekil ve boyutlarının ağızda uygulanması işlemidir. Güldüğümüzde görünen üst çene ön ve yan bölge dişlerini hedef alan bütüncül bir yaklaşım çeşididir.
Kişiden alınan fotoğraflar ve üç boyutlu modeller üzerinde yapılan çalışma sonucunda gülüş tasarımı hazırlanır. Bu tasarım klinikte geçici bir malzeme ile dişler üzerinde herhangi bir işlem yapmadan uygulanır. Böylece hasta tedavi bitiminde kavuşacağı gülüş tasarımını tedavinin başında görmüş olur.
Öngörülebilir tedavi sonucu ve minimal preperasyon ile maksimum estetik sağlanması gülüş tasarımının en önemli avantajlarıdır.
Periodontal hastalıklar Alzheimer'a neden olur mu?
Yaşla birlikte görülme sıklığı artan Alzheimer hastalığı, beynin dejeneratif bir hastalığı olan Demansın %50-80 ini oluşturmaktadır. Tedavisi olmayan Alzheimer hastalığında zamanla beyinde küçülme görülmektedir.
Periodontal (dişeti hastalıkları) hastalıklar ise mikroorganizmaların oluşturduğu, inflamatuar ve tedavi edilebilir dişeti hastalığıdır.
Yapılan çalışmalarda, periodontal hastalıkta ortaya çıkan lokal inflamatuar cevabın, sistemin inflamasyonunu da uyarabildiği görülmüştür. Bununla birlikte periodontal hastalıklarda görülen en önemli mikroorganizmanın beyin-omurilik sıvısına da geçtiği görülmüştür. İste bu iki sebeple, yani periodontal hastalık bakterilerinin varlığı ve sistemik inflamasyonu tetiklemesi, Alzheimer hastalarında bulunan nöropatolojinin gelişimini başlattığını ve hızlandırdığını düşündürmektedir.
Bu durumda ağız sağlığının ve düzenli bakımların önemi ortaya çıkmaktadır. Ağız hijyeni, ağız dışında meydana gelen hastalıklar dahil olmak üzere , birçok hastalığın önemli bir belirleyicisidir. İnsanlar ağız sağlığını ciddiye alarak kişisel sağlıkları için çok şey yapabilir.
Düzenli fırçalama, dişipi kullanımı ve diştaşı temizliğini ihmal etmeyin.
Dr. Ahmet Korkmaz - Dişeti hastalıkları uzmanı
Ağız ve diş bakım ve temizliğinin rutin aralıklarla yapılmasının önemi
Düzenli, profesyonel diş bakımı ve temizliği dişlerinizi ve diş etlerinizi sağlıklı tutmaya yardımcı olur. En az 6 ayda bir diş hekiminizi ziyaret etmek önemlidir.
Diş muayenesi iki bölümden oluşur: Muayene ve kontrol ile temizlik.
Diş muayenesinde diş doktorunuz ilk önce çürük kontrolü yapar. Dişlerinizin ara yüzeyinde olabilecek çürükleri tespit etmek için röntgen çekilebilir. Ayrıca plak ve diştaşı kontrolü da yapılır. Plak kremamsı, yapışkan bir bakteri tabakasıdır. Uzaklaştırılmazsa sertleşebilir ve diştaşı oluşmasına sebep olabilir. Plak ve diştaşını ağız çalkalama, gargara yapma, fırçalama ve diş ipi ile çıkaramazsınız. Bu yöntemler sadece yiyecek artıklarını uzaklaştırır. Dişlerinizde plak ve diştaşı birikirse, ağız ve dişeti hastalıklarına neden olabilirler.
Ardından diş etleriniz kontrol edilir. Dişlerinizle diş etleriniz arasındaki boşluklara cep denir. Ceplerin derinliği önemlidir. Cep derinliğini ölçmek için özel bir alet kullanılabilir. Sağlıklı diş etlerinde cep derinlikleri sığdır.
Kontrol, ayrıca dil,yanaklar, dudaklar, damak, boğaz, yüz, baş ve boynunuzun dikkatlice incelenmesini de içermelidir. Bu sayede normal dışı oluşumlar gözlenmeye çalışılır. Ağrısız ve kanamsız şişliklar ile geçmeyen, uzun süre var olan yaralar, kızarıklık gibi renk değişiklikleri kanser belirtisi olabilir. Bu bölgeler kanser tarama cihazı ile ileri yöntemlerle değerlendirilir.
Ziyaretiniz sırasında dişleriniz temizlenir. Dişlerinizi fırçalamak ve diş ipi kullanmak plakların dişlerinizden temizlenmesine yardımcı olur, ancak diştaşlarını evde temizleyemezsiniz.
Temizlik işleminden sonra dişleriniz cilalanabilir. Bu, dişlerinizdeki yüzey lekelerini gidermeye ve aynı zamanda pürüzsüz bir yüzey oluşturmaya yardımcı olur. Son adım diş ipidir. Diş hekiminiz dişleriniz arasındaki alanın temiz olduğundan emin olmak için diş ipi kullanacaktır. Bu düzenli temizlikler sayesinde diştaşları hacimsel olarak büyümeden ve sertleşmeden uzaklaştırılacak ve dişetlerinize kalıcı bir zarar vermeyecektir. Aynı zaman da farkında olmadan yaptığınız fırçalama hataları da belirlenerek geç kalınmadan düzeltilmiş olur.
Ziyaretler arasında neler yapmalısınız?
Ziyaretler arasında dişlerinizi tarif edildiği şekilde fırçalayarak gereken bakımı gösterdiğinizden emin olun. Plak her zaman dişlerinizde oluşur, plağı düzenli olarak dişlerinizi fırçalayarak ve diş ipi kullanarak kontrol altında tutabilirsiniz.
Günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayın. Florür içeren bir diş macunu kullandığınızdan emin olun.
Her gün diş ipi kullanın.
Plak bakterilerinin kontrolüne yardımcı olmak için bir gargara kullanın. Bu aynı zamanda nefesini taze tutmaya yardımcı olur.
Diş fırçası seçiminde dikkat edilmesi gerekenler
Yaşla birlikte görülme sıklığı artan Alzheimer hastalığı, beynin dejeneratif bir hastalığı olan Demansın %50-80 ini oluşturmaktadır. Tedavisi olmayan Alzheimer hastalığında zamanla beyinde küçülme görülmektedir.
İnsanlar binlerce yıldır yiyecekleri dişlerden temizlemek için diş fırçası kullanıyorlar. En eski diş fırçaları, uçları lifli hale gelebilen bitki saplarından elde edilmişti. Daha sonra kemik, tahta veya fildişi ve hayvan kıllarından diş fırçaları yapıldı. O zamandan günümüze çok yol kat ettik. Bugün diş fırçaları, uçları özel olarak yuvarlatılmış, bakterilerin yerleşimine mümkün olduğunca engel olan ve dişetlerinizi zedelemeyen özel naylon kıllardan üretilmekte olup; dişlerden yiyecek artıkları ile plağı uzaklaştırarak diş çürümelerini ve diştaşı oluşumunu engellemekte oldukça etkilidir.
Diş Fırçası Çeşitleri
İki tür diş fırçası vardır: manuel ve elektrikli. Her iki tip diş fırçası da dişlerinizi temizlemede etkilidir.Ancak elektrikli diş fırçaları etkinlik, kullanım kolaylığı, ideal fırçalama süresi ve baskı miktarını kontrol etme yönünden manuel fırçaların önüne geçmektedir.Aynı zamanda 12 yaşından büyük çocuklar için eğlenceli olabilir ve manuel diş fırçalarını kullanmada sorun yaşayan kişiler için kullanımı kolay hale getirebilir. Buna karşın manuel fırçalar ise taşıma kolaylığı, fiyat avantajı ve şarj gerektirmemesi ile elektrikli fırçalardan ayrılmaktadır.
Diş fırçalarının kılları çok yumuşaktan serte kadar farklı sertlik derecelerinde olabilir ve çoğu diş hekimi yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanmanızı önerir. Sert kıllar dişetlerinin çekilmesine neden olarak açığa çıkan kök yüzeyi ve diş minesinin erimesine neden olur. Bunun sonucunda dişetlerinde fırçalama sırasında kanama ile birlikte sıcak-soğuk hassasiyeti olabilir.
Hangi tür diş fırçasını kullanırsanız kullanın dişlerinizi günde en az iki kez florürlü bir diş macunu ile fırçalamanız ve diş fırçanızı her 2-3 ayda bir veya daha önce kılları yıprandığında değiştirmeniz gerekir.
Güzel ve sağlıklı bir şekilde gülümsemeniz için en uygun diş fırçasını nasıl seçeceğinize dair öneriler için diş hekiminize danışabilirsiniz.
Güzel gülümsemenin sosyal hayatımızdaki etkileri
Herkes sağlıklı bir gülümsemenin harika göründüğünü bilir, ama hayatınızı gerçekten iyileştirebilir mi? Birden fazla kaynağa göre, sağlıklı, güzel bir gülümseme fotoğrafta hoş görünmekten daha fazlasını yapabilir.
İşte güzel bir gülümsemeye yatırım yapmanın en önemli sosyal faydalarından bazıları.
Kendine güveni artırır
Ağız sağlığı sorunlarından şikayeti olan kişiler pek gülümsemezler ve başkalarıyla iletişim kurmaktan çekinirler. Mükemmel, inci beyazı bir gülümsemeniz varsa, daha fazla gülümsemekten, arkadaşlarınızla gülmekten ve ilgi odağı olmaktan çekinmezsiniz. Bu gündelik hayatınız ve iş görüşmeleriniz üzerinde de pozitif bir etki yaratır. Sağlıklı bir gülümsemeyle, eğlenmeye ve hayattan zevk almaya daha istekli olursunuz. Daha çok gülümsemek mutluluk hissini artırabilir ve ruh halinizi iyileştirebilir ve kendinize olan güveninizi artırır.
Sağlığınıza önem verdiğinizi gösterir
Biriyle ilk kez tanıştığınızda, sizinle ilgili ilk fark edecekleri şeylerden biri gülüşünüzdür. Düzenli olarak dişçiye gitseniz bile, çarpık veya eksik dişler, sağlığınıza veya görünümünüze önem vermediğiniz mesajını gönderir.
Sizi daha çekici yapar
Potansiyel bir partner, çekici bir gülümsemeden kesinlikle etkilenir. Güzel bir gülümseme sadece görünüşünüzü iyileştirmekle kalmaz, gülen insanlar doğal olarak daha olumlu, sağlıklı ve sosyal görünürler.
Kendine güvenden daha çekici bir şey yok. Sağlıklı bir gülüş, kendinize daha çok güvenmenize yardımcı olur, enerjiniz ve coşkunuzu açığa çıkarır.
Diş ipi kullanmanın önemi nedir?
Dişhekimine her gidişinizde, size, muhtemelen dişlerinizi fırçalamanızı ve düzenli olarak diş ipi kullanmanızı hatırlatır. Her ne kadar çoğu kişi dişlerini fırçalamayı günlük rutininin tartışılmaz bir parçası olarak görse de çok daha az sayıda kişi diş ipi kullanmayı hatırlamaktadır. Diş ipi dişlerinizin arasına sıkışmış yiyecek parçalarını yerinden çıkarabilir elbette, ama bundan çok daha fazlasını da yapar.
Diş ipi kullanmak dişeti iltihabını önler
Dişeti iltihabı,şişmiş, kanamalı dişeti gibi semptomlar içeren ağrılı bir rahatsızlıktır. Dişeti iltihabını önlemenin en basit yollarından biri bu hastalığa yol açan diş çevresindeki plak birikimini temizlemek için düzenli olarak diş ipi kullanmaktır.
Diş ipi kullanmak ağız kokusunu azaltır
Ağız kokunuz varsa, ondan kurtulmak için çeşitli yöntemler denemiş olabilirsiniz. Günde iki veya üç kez dişlerinizi fırçalamak ve gargara kullanmak kesinlikle yardımcı olabilir, ancak kokulara neden olan en güçlü sebep, diş aralarında ve ceplerin içinde biriken plaktır. Ağız kokusu problemi yaşayanlar düzenli olarak diş ipi kullanmaya başladıklarında, genellikle bir hafta içinde iyileşme görülür.
Diş ipi kullanmak solunum hastalığı riskini azaltır
Ağzınız vücudunuzun organlarına doğrudan bir kanaldır. Bu maalesef ağızdaki bakterilerin boğazınızdan solunum sistemine doğru ilerlemesine neden olabilir. Diş ipi kullanımı bronşite ve hatta zatürreye neden olan bazı oral bakterileri ortadan kaldırabilir.
Diş ipi kullanmak kalp hastalığını önleyebilir
Düzenli diş ipi kullanmadığınızda diş etlerinizde kanama olduğunu fark edebilirsiniz ki bu dişeti iltihabı belirtisidir. Bunun yarattığı en büyük sorunlardan biri, bakterilerin kan dolaşımınıza girmesi ve organlarınıza ulaşması potansiyelidir. Bu kalp hastalığına veya kanın pıhtılaşmasına neden olabilir. Özellikle erkeklerde kalp hastalığı riskini önemli ölçüde azaltmak için günlük diş ipi kullanımı basit ama etkili bir çözümdür.
Diş ipi, dişlerinizin arasına sıkışmış yiyeceklerden kurtulmanın kullanışlı bir yolu olabilir, ancak faydaları burada bitmiyor. Düzenli diş ipi kullanımı kalp hastalığı, solunum hastalıkları, ağız kokusu önleyebilir ve en önemlisi dişeti iltihabını azaltmada rol oynayabilir. Bu kadar çok olumlu fayda göz önünde bulundurulunca günlük diş ipi kullanımı herkes için edinilmesi faydalı bir alışkanlık konumuna geliyor.
Dişlerin beyaz kalması için neler yapılabilir?
Beyazlatma işlemleri dişleri kalıcı olarak beyazlatmaz. Dişlerinizi lekelenmeye sebep olan yiyecek ve içeceklere maruz bırakırsanız, beyazlığın işlemden 1 ay kadar sonra geri dönmeye başladığını görebilirsiniz. Leke yapan yiyecek ve içeceklerden kaçınanlar, başka bir beyazlatma işlemine veya rötuşa ihtiyaç duymadan bir yıl veya daha uzun süre dişlerinin beyazlığını koruyabilirler.
İşte beyaz dişlerinizi korumanıza yardımcı olacak bazı tavsiyeler:
Dişlerinizde leke yapan kahve, çay, bitki çayları, meyve suyu ve kırmızı şarap gibi içecekleri tüketmekten kaçının. Bu içecekleri tüketmeyi tercih ederseniz, sıvının dişlerinize değmemesi için bir pipet kullanın.
Lekelere sebep olan içecek veya yiyecekleri tükettikten hemen sonra dişlerinizi fırçalayın veya ağzınızı su ile çalkalayın.
İyi ağız hijyeni uygulamalarını unutmayın. Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalayın, plağı temizlemek için günde en az bir kez diş ipi kullanın ve plağa neden olan bakterileri öldürmek için günde en az bir kez antiseptik bir gargara ile ağzınızı çalkalayın. Yüzey lekelerini gidermek ve sararmayı önlemek için beyazlatıcı diş macunu kullanın (yalnızca haftada bir veya iki kez). Diğer zamanlarda normal bir diş macunu kullanın.
Rötuş işlemler yaptırın. Kullanılan beyazlatma yöntemine bağlı olarak, 6 ayda bir veya iki yılda bir rötuş yapmanız gerekebilir. Çok fazla leke yapan içecek tüketiyorsanız, daha sık rötuş yaptırmanız gerekebilir.
Kliniklerimizin adres bilgilerine ulaşmak için tıklayın!
Randevu almak için arayın!Şişli: (212) 291 15 15
Göktürk: (212) 322 40 04